19 Temmuz 2009 Pazar gününü Pazartesine bağlayan gece, mukaddes bir yolculuğun ve manevi bir yükselişin ifadesi olan Miraç Kandilini idrak edeceğiz.
Pek çok ilahi hikmet, sır ve bereketi içinde barındıran İsra ve Miraç, Yüce Allah’ın sonsuz kudretinin eserlerini temaşa etmesi için Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’ya (sav) yaptırılan hikmet yüklü bir yolculuğu, yükselişi ve huzura kabul edilişi ifade etmektedir. Nitekim İsra suresinin ilk ayetinde bu kutlu yolculuğun ilk aşaması şöyle dile getirilmektedir: “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”
İlahi kudretin bir tezahürü olduğu kadar, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) mazhar olduğu ilahi bir lütuf da olan İsra ve Miraç mucizesi, aslında belirli aşamaları kat eden insanın, Yüce Yaratan’ın destek ve lütfu dahilinde, akıl ve idrake sığmayacak derecede nice mesafelere ulaşabileceğini de göstermektedir. Miraç hadisesi bizlere, ilahi rahmet ve huzura erişmenin, öncelikle gönül ve ruh temizliğinden, ahlaki erdemlere yükselişten geçtiğini de haber verir. Gerçek anlamda gönül ve ruh temizliğinin yolu da Yüce Allah’a bağlılık ve boyun eğmekten geçer.
Peygamber Efendimize has bir mazhariyet ve tecrübe olan Mirac’ın mü’minlere yansıyan bir bereketi olarak, İslam’ın temel ibadetlerinden biri olan namaz, Sevgili Peygamberimizin (sav) ifadesiyle “Müminlerin miracı” kılınmış, her bir mü’mine namazla Yüce Rabbinin huzuruna çıkış ve oraya kabul ediliş imtiyazı tanınmıştır. Dolayısıyla namaz, dost doğru ve bilinçli bir biçimde kılındığında iç dünyamızdaki manevi yükselişi ve arınmamızı sağlayacak ve böylece bizi kötülüklerden alıkoyacaktır. Nitekim “Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı sürekli hatırda tutmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı biliyor.” (Ankebut, 29/45) ayeti bu hususu açıkça vurgulamaktadır. Gerçekten, sadece bedeni ile değil özüyle, sözüyle, gönlüyle ve duygularıyla Allah’a yönelen ve O’nun huzurunda olduğu bilinciyle hareket eden insan, Rabbi ile baş başa kalmanın mutluluğunu yakalayacak ve bu bilinçle hayatına farklı bir anlam yükleyecek, bireysel ve toplumsal ilişkilerinde her zaman Allah’ın huzurunda ve gözetiminde olduğu inancıyla daha dikkatli, titiz ve sorumlu bir tavır sergileyecektir.
Maddi ve dünyevi kalkınmayı hedefleyen ve bu yönde de önemli mesafeler kat eden günümüz insanının, maneviyat ve ahlak alanında aynı ölçüde başarılı olduğunu söyleyemiyoruz. Bunun temelinde de dünyaya boğulurcasına dalıp ilahi çağrıya gönlümüzü ve zihnimizi yeterince açmayışımız yatmaktadır. İşlenen her bir günah ve masiyetin, bencillik, çıkarcılık, kin, düşmanlık, başkalarının hak ve hukukuna saygısızlık gibi olumsuzlukların, bizim manevi ve ahlaki yükselişimizin önündeki en büyük engel olduğu asla unutulmamalıdır.
Manevi duygularımızı canlandıran, iç dünyamıza doğru bir yolculuk yaparak kendimizi sorgulamamızı sağlayan kutsal gün ve geceler, bizlere, bireysel ve toplumsal olarak iman, ibadet ve ahlak bakımından kendimizi yenileme, geleceğimizi Allah’ın rızası doğrultusunda planlama ve ümitlerimizi tazeleme fırsatları sunar. Bu fırsatları ganimet bilerek, günahlarımızdan temizlenmek için Rabbimize tövbe etmeli, rızasına uygun yaşayabilmek için O’ndan yardım istemeliyiz. Unutmayalım ki, içtenlikle yapılan dua ve tövbe, kendimizi bulma ve bilmenin, bir başka deyişle bize “şah damarımızdan daha yakın olan” Yüce Yaratıcı’nın huzuruna kabulün en güzel yollarından biridir.
Bu duygu ve düşüncelerle vatandaşlarımızın, soydaş ve dindaşlarımızın Miraç Kandilini tebrik ediyor, bu mübarek gecede Yüce Allah’a açılan ellerin ve yapılan dua ve yakarışların, İslam aleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, toplumsal birlikteliğimizin güçlenmesine, insanlığın barış, huzur ve saadetine vesile olmasını, başta yakın çevremiz olmak üzere bütün dünyada hepimizin gözü önünde cereyan eden hak ihlallerinin, şiddet ve acımasızlığın, acı ve gözyaşının dinmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.
Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU
Diyanet İşleri Başkanı
Diyanet İşleri Başkanı
Ben de bu vesile ile Tüm islam aleminin, tüm din kardeşlerimin bu mübarek gecesinin hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah (c.c.)'tan niyaz ederim
0 Yorum