Kurban İbadeti
Allah’a yakınlaşmak anlamına gelen “kurban” ibadeti; kurban olarak kesilmesi uygun
olan hayvanın, ibadet niyetiyle usulüne uygun şekilde kesilmesidir. Kurbanın başlıca, udhiyye
kurbanı (kurban bayramında kesilen kurban), adak kurbanı, akika kurbanı ve Hac ile ilgili olarak
kesilen hey kurbanları gibi kısımları vardır.
Fıkıh mezheplerinin çoğuna göre udhiyye kurbanı sünnet olmakla birlikte Hanefi
mezhebinde tercih edilen görüş kurbanın vacip olduğu yönündedir. Ancak bir ibadetin farz
olmayışı, onu ibadet olmaktan çıkarmayacağı gibi, şeklinin de değiştirilmesini gerektirmez.
İbadetlerin; şekil, şart ve rükünleri olduğu gibi hikmetleri, amaçları ve teşri gerekçeleri
de vardır. İbadetlerdeki bu özelliklerin birbirinden ayrı düşünülmesi mümkün değildir.
Kurban ibadetinin pek çok hikmeti ve amacı vardır. Kurban sadece et yardımı amaçlı bir
ibadet değildir. Hatta etinin dağıtılması bile vacip değil, sünnettir. Bu ibadetin özü Allah’a
yaklaştıran maddi bir fedakarlık ve O’nun emrine bir bağlılıktır.
Kur’an‐ı Kerim kurban ibadetinin eski millet ve topluluklar tarafından yerine getirilen bir
ibadet olduğunu ifade etmektedir. Zira, Kur’an‐ı Kerim’de: “(Ey Muhammed!) Onlara Adem’in
iki oğlunun kıssasını doğru olarak anlat! İkisi birer kurban sunmuşlardı da birininki kabul edilmiş;
diğerininki ise kabul edilmemişti..…” buyrulmuştur. (Maide Suresi; 27)
Saffat Suresinde de (Ayet: 107); Hz.İbrahim’in oğlu Hz.İsmail’in yerine bir kurbanın, Allah
tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir. Ayrıca diğer bazı
ayetlerde de kurban ibadeti ile ilgili nasslar mevcuttur:
“... Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını
ansınlar. İşte bunlardan yiyin, sıkıntı içindeki fakiri de doyurun.” (Hacc Suresi, 28)
“Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine
O’nun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık.” (Hacc Suresi; 34)
“Bu hayvanların ne etleri ve ne de kanları Allah’a ulaşacaktır: Allah’a ulaşacak olan ancak,
sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hacc Suresi; 37)
Kurban ibadeti hicretin ikinci yılında eda edilmeye başlanmış ve Hz.Peygamber (s.a.s.)
hicretten itibaren on yıla yakın bir süre hep kurban (Udhiyye) kesmiştir. (Bkz:Tirmizi 20, K.El‐
Edahi 11,Hadis No: 1507)
Allah’a yakınlaşmak anlamına gelen “kurban” ibadeti; kurban olarak kesilmesi uygun
olan hayvanın, ibadet niyetiyle usulüne uygun şekilde kesilmesidir. Kurbanın başlıca, udhiyye
kurbanı (kurban bayramında kesilen kurban), adak kurbanı, akika kurbanı ve Hac ile ilgili olarak
kesilen hey kurbanları gibi kısımları vardır.
Fıkıh mezheplerinin çoğuna göre udhiyye kurbanı sünnet olmakla birlikte Hanefi
mezhebinde tercih edilen görüş kurbanın vacip olduğu yönündedir. Ancak bir ibadetin farz
olmayışı, onu ibadet olmaktan çıkarmayacağı gibi, şeklinin de değiştirilmesini gerektirmez.
İbadetlerin; şekil, şart ve rükünleri olduğu gibi hikmetleri, amaçları ve teşri gerekçeleri
de vardır. İbadetlerdeki bu özelliklerin birbirinden ayrı düşünülmesi mümkün değildir.
Kurban ibadetinin pek çok hikmeti ve amacı vardır. Kurban sadece et yardımı amaçlı bir
ibadet değildir. Hatta etinin dağıtılması bile vacip değil, sünnettir. Bu ibadetin özü Allah’a
yaklaştıran maddi bir fedakarlık ve O’nun emrine bir bağlılıktır.
Kur’an‐ı Kerim kurban ibadetinin eski millet ve topluluklar tarafından yerine getirilen bir
ibadet olduğunu ifade etmektedir. Zira, Kur’an‐ı Kerim’de: “(Ey Muhammed!) Onlara Adem’in
iki oğlunun kıssasını doğru olarak anlat! İkisi birer kurban sunmuşlardı da birininki kabul edilmiş;
diğerininki ise kabul edilmemişti..…” buyrulmuştur. (Maide Suresi; 27)
Saffat Suresinde de (Ayet: 107); Hz.İbrahim’in oğlu Hz.İsmail’in yerine bir kurbanın, Allah
tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir. Ayrıca diğer bazı
ayetlerde de kurban ibadeti ile ilgili nasslar mevcuttur:
“... Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını
ansınlar. İşte bunlardan yiyin, sıkıntı içindeki fakiri de doyurun.” (Hacc Suresi, 28)
“Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine
O’nun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık.” (Hacc Suresi; 34)
“Bu hayvanların ne etleri ve ne de kanları Allah’a ulaşacaktır: Allah’a ulaşacak olan ancak,
sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hacc Suresi; 37)
Kurban ibadeti hicretin ikinci yılında eda edilmeye başlanmış ve Hz.Peygamber (s.a.s.)
hicretten itibaren on yıla yakın bir süre hep kurban (Udhiyye) kesmiştir. (Bkz:Tirmizi 20, K.El‐
Edahi 11,Hadis No: 1507)
Kaynak: DİYANET
0 Yorum