“ Gökyüzüne resim çizmek peşinde değilim
Gayretim bir dirhem umuda naif gülüşü nakşedebilmek…”
Bilmediğim bir şehrin sabahından yazıyorum bu satırları. Bana yabancı bir öykünün doğuşuna tanıklık ediyorum. Üşüyorum nem kapmış duvar misali. Sesini arıyorum kulağımın derinliklerinde. Sessizliğime çağırıyorum tüm martıları. Aldırma / aldanma sadece martıları çağırdığıma. Asıl ben seni diliyorum kuru avuçlarıma. Susuzluğumun kanayan yüzüne sen koş. Aldırma giydiğin ayakkabılara. Koş sadece. Nefesin de tıkansın biraz. İstediğim kadar değil, hissettiğin kadar yaklaş bana. Bilirsin senden önce üryan’lığımı örtecek bir cümle bulamamıştı dudaklarım. Kapat dudaklarıma sözlerini. Gayri dudaklarımdan çıkacak tek söz; adının baş harfi olsun..
Ey gülüşlerinde “ yüreğimi “ demlendiğim saadet,
Huzura arala kapılarını. Bulutsuzluğuna aldırmadan gökyüzüne çevir başını. Münkir gelme gövdenin taşıdığı büyük sevdaya. Uzaklığımıza bir de sen bir mesafe koyma. Nerde olduğumu unut, bir adım gölgenden takip ediyorum seni. Köklerindeyim, tutuştur yalnızlık cümlelerini. Unuttun mu, yüzümün çizgilerine gizlenmiş tebessüm tanelerini sen buldun. Yol bilmez sanılan sevdanın Cennete giden yolu gözlerime inşirah eden sen değil misin sevgili ? Sığlığıma, ıssızlığıma aldırma sen.Sığlığıma genişlik veren duam sensin, ıssızlığıma vücut bulan da. Suskunluğuma bakıp dudaklarını bükme, kuru topraklarıma bakıp boynunu çevirme hazana..Kuraklığıma umut işleyen de sensin, suskunluğuma 29 harfi hediye eyleyen de…
Gözlerimdeki huzurun tek sahibi,
Elif bereketindeki yarınlarımın tek varisi,
Bize ne bir sevda vaat edildi ne de bir mucize hediye edildi. Biz karanlıktayız. Üzerimiz açık. Ellerimiz hazan kokar. Ama birbirimizin tebessümlerinde isteriz Cenneti. Gövdemizin toprakta kapladığı gölge kadar cümle oluruz sevda lugatinde. Şimdi sevme zamanı. Tüm martılar açtır şimdi. Yüzümde belirginleşen tebessüm çizgileriyle doyuralım tüm martıları. Bulutsuzluktan şikayet eden toprağa uzatalım gözlerimizde birikmiş ıslaklığı. Kısır cümleleri işgal etsin içimizdeki gönül zenginliği. Susuzluktan çatlamış yangınlara koşuşturalım dudaklarımızı. Diş geçiremediğimiz zamana not düşülsün imkansızlığımız. Birbirimizden bihaber yaşarken istiflediğimiz hüzünlere inat biz tebessümün güzelliğinde bir umut ekelim gül kokusunda.
…………….
Ey sevgili,
Satırlarımın dağınıklığını hoşgör. Bilmediğim bir sabahın avcunda kanattım ellerimdeki mürekkebinin dilsizliğini. Sana yazmaya aç’tım. Tebessümün satırlarda inkişafına vuruldum. Yazan ben, yazdıran sen..
Özlediğim, dilediğim bir sevdanın anlamı,
Yaşadığım, nefes aldığım bir hayatın başkahramanı,
Umutlandığım yarınların tek güzel yanı
Unutma ki;
Bir dirhem “ can’a “ bir ” umut “ miktarı “ gül “ kafi.
Beni “ ben “ yapan kadın…
Seni seviyorum
24 Kasım 2007
İsmail SARIGENE
0 Yorum