Aşk-ı Haletiye

Gönderen Dert Ortağı 22 Mayıs 2010
Kelimelerine kıyafetsizce bağladığım
Kalem tutan ellerim hiç ağlamadı mı sanırsın

Ya da yazgısı öncelerimi bozmadı mı şaşkınlıklarımın

Kar izini donduran ellerimle yazdım içimi

Kan sıçramış beynimde olup biten ne varsa

Yazdım

Yazdım

Durmadan yazdım





Şöyle, sımsıkı, tuttum kalemimin elinden. yaslandım kağıdımın kollarına. Harf harf , esrik bir alev gibi, işledim cümlelerime aşkı. ta ki noktasına varana dek sevdamın, kustum heybeme doluşan fikrileri...




/ilkin/


http://i40.tinypic.com/a2df2c.jpg

İçime serilmiş bir derya, kıpkızıl. güneşi yanıma koysan, bu kadar şavkır… yıktım aşksız ve umutsuz, kanlı bıçaklı çirkef düşlerimi. Durdum, dur durak bilmeyen yaşamlarımın önüne, serdim bir bir, yeniden başlayabileceğim haberleri üzerime. "Burası dünya! Burada durmak yasak" dediler, serdiğim tüm haberlerimin üzerine örtüler çektiler. Körkütük sarhoştum artık, dengesizdim ve aşksız kalem tutamazdım. İçtim denizi, okyanuslar içime üşüştüler. Martılardan aldım haberlerini, taliplisi olmazmış biriktirdiklerimin, "boşunaymış" dediler. Günah mıydım, seherlerde açmış duaların içine konulamayan.



/aşkın soru hali,aşkın zor hali/



"Kalem bu, yaz" dediler, tükenmez miyim sanırlar? Gök kalemi yağmurlar, toprağı ıslatmaz mı? Küçük bir umuttu, damla damla heybemde. Kırıştırdılar ve yumruklarıyla sıktılar. Sıktılar, sıktılar, sıktılar… Denizdeki en uzak noktayla yazdıklarımı yarıştırdılar.



Kalemine kuvvetti, denizin dalgaları. Benimse yüreğimden başka neyim vardı ki açacak. Yelkenlerimi saldığım hiçbir aşk kapısını açmadı bana.Açtıklarımda denizin karasında boğuldular.. Tutuklu olmaktı adı sevdamın. Tek ben miydim? Hayır, evrende cayır cayır susayandı aşksızlar…




/aşkın mahkum hali/



Zindandan haberleri geldi maşukların:

"kalbine sormadı cellatlar
idamımı olurmuş aşkın.
son istediğidir mahkumun
cesedini yarinin gözlerinde bırakın"



Bir ses duyuldu satır aralarından: "mahkumun kalemi kırıldı!". Son sözüydü maktulün : "aşığın nişanlısıdır ölüm". Kimdi ki kavuşan sonsuz bir sevdaya, nerdedir ki kavuşunca aşkını dipdiri tutabilen… Önünde eğildiler aşkın, aradılar yoklukta varlığını… Durmadan yazıldı aşk cümlelere, aşkolunsundu aşkı bulabilene…




/aşkın son hali/



zaman kavramını yitirmiş, etrafın gözle görülmediği bir mekana gelmiştim. Ağıtlar kulağımı tırmalıyordu. Gök bu diyarı terkeylemişcesine kara, mavisini yitirmiş, yağmamak için yeminler içiyordu. Toprağa basıyordum avuçlarımı, birazdan içine alacağı kurbanları bekler gibiydi. Perde aralanıyordu sanki , toz bulutu ortadan yırtıyordu kendisini. Ellerinin arasında başları, aşıklar, ağıtlar yakıyordu. Kara yazısıydı bu onların, geceden kalma yıldızlar düşüyordu. Gök bileniyordu sanki, gözlerini irice açmıştı karşıda duran kadın. Kadın, çığlıktan ibaretti. Ürküyordum yazdıkça aşkın hallerini… bu aşkın "son" haliydi...
sayac Kez Okundu
DertOrtagimblogspot.com

0 Yorum

Yorum Gönder

Yeni Düşenler

Abonelik:

E-Posta Adresini Gir: