BİR MUHAYYEL

Gönderen Dert Ortağı 13 Mayıs 2010
BİR MUHAYYEL



Tüm kapıları kapattın bana karşı. Ne gelişlerinin cemresi düşüp ısıtacak havayı, ne sevişlerinin ayazında yanacak bu bedendeki ruh. Ben seni içimden seveceğim yıllar boyu ve anladım ki sevgili vuslatı olmayacak bu sevdanın. Oysa ki çok şey istemedim bu hayattan ben; on yedilik bir yeni yetmeyken sevdanın koynunda daldığım düşlerde yer verdim sana, ilk kez girdiğin düşümden sonrasında adadım kendimi. siluetini, gülüşünü bile bnilmeden ve bu sevgi dolu yürek yıllarca senin için atmakla kalmadı, ıssız gecelerin kalabalık yalnızlığında köşe bucak, şehir şehir, sokak sokak aradım varlığını... Ödülüm, bir oda dolusu sensizlik oldu, üstüne tütün kokusu sinmiş bir yokluğun yükünü yıllarca taşımak oldu. Ne olursa olsun, birgün bile isyan etmedim ben, hayalini bulunca yanıbaşımda şükre yöneldi dilim ve hep ismini zikrettim.

Seni düşünmeden yapamıyorum. Attığım her adımım beni sana götürüyor sanki ve aldığım her nefesimde canıma can kattığım bir sen gizli... Öyle çok seviyorum ki seni, aşk gibi tarifsiz kalıyor sevgim. Sense ismimi suya yazmışsın belli. Benim gibi yüreğine yazsaydın sevgili, bilirdin uğrunda Mecnun olan beni ve anlardın halimden... Ama sen, ışıklı şehirlerin şık takımlı eğlencesine aldandın. Sevdayı değiştin bir avuç eğlenceye, ben ağlarken sessizce ve yanaklarımdan süzülen her damla yaşımdan düşerken gözlerimden, sen şuh kahkahalar atıyordun havasız mekanların loş ışıklarının ortasında. Seni sana anlatamadım ben, seni yaşamaksa hayallerde kaldı ebemkuşağı renginde... Yazdım, yazdıkça ölümsüzleştirdim seni, kelimelerimde yaşadım varlığını... Azraille pazarlığı bitmiş, ölmemek için can çekişen bir hastanın savaşına damla damla can veren serum gibiydi seni yokluğunda yaşadığım kelimeler, beni ayakta tuttu sevgili. Seni nasıl sevdim ben, hiç bilmedin bunu sen ve belki de sana yazdığım mektupları, bir kutunun içinde arkeolojik bir kazı yaparak bulmadıkça da gün yüzüne çıkmayacak bu aşk... Çıksa da bir şey değişmeyecek biliyorum. Çünkü ne şiirlere ilgin vardır senin, ne yazılara... Hele ki kelimeler kifayetsiz senin yanında,,,, Olsun, seni sevmenin sarhoşluğunu yaşamak bile çektiğim acılar kadar haz veriyor.



Çıkmaz sokaklar var yine yollarımda... Ne zaman eve gelsem, kapıyı yokluğun açıyor, bedenimi sensizlik sarıyor. Canım acıyor, koşarken düşüp dizini kan revan içinde bırakan çocuklar gibi... Sana sakladığım tüm özlemlerimi, sensiz yaşıyorum. Bugün mesela, bir çift gördüm yolda, el eleydiler, aynı yolda yürürken omuz omuza, bir an biziz diye düşündüm. Tebessüm ettim masumca... Mavi gözlü bir bebeği uyuttum göğsümde, huzur içindeydi.Seni düştün aklıma, çocukları seviyorsun sende benim gibi eminim ve senin olduğunu düşleyerek, göğüs gerdim o amansız sıcağa... Sen vardın yine yanımda hayalinle... Sokak sokak seni yaşamanın sonunda sana varıyordu dermansız adımlarım, kapıyı sen açıyordun bir tebessümle ve yanağımda dudaklarının ateşini bulunca unutuyordum herşeyi. Akşama dek yol tepsemde, mutfak kapısına dayanıp seni izlemek yorgunluğumu alıyordu, sen yemek hazırlarken bile simetrikti herşey... Hayat müşterekti, sofrayı ben kuruyordum, sesin en güzel nağmelerden daha güzel geliyordu "Hayatım, çay da demliyorum" diye seslenirken sen içeriden... Sonrasında doyumsuz bir sohbetti bizi bekleyen, ben ellerini tutuyordum ellerimde, gözlerimi gözlerine kenetlemiştim, sen anlatıyordun, ben dinliyordum seni... Dizlerinde, ellerin saçlarımda bir meltem rüzgarı gibi dolanırken, hayatımın en huzurlu uykusuna dalıyordum. Uyanıyordum, bir muhayyel oluyordu tüm yaşananlar... Bu yüzden hiç uyanmak istemiyordum, sensizliğin gerçeğini bir tokat gibi suratıma vuruyordu acımasız aynalar... Hayat hiç bir zaman istediğimizi bize vermedi sevgili.

Yüreğim işgal altında yine bu gece, seni yazarken yine seni yaşadım ama nedense hep bir yanım eksik... Bugün ilk defa güvendiğim birine söyledim ismini. Seni kendime sakladım bunca sene, artık yokluğunu taşıyamaz oldum. Belki kimsesizleştim kalabalıklarda, seni aradım yine kaçamak bakışlarda, sevgimi içimde öyle büyüttüm ki, taşıyamaz olduğumdan mı bilmem? Bugün seni nasıl sevdiğimi anlattım. Anlatırken kanadı, muhralaşmış yaralarım. Biliyorum ki sen, tüm kapıları kapattın bana karşı. Olsun, bildiğim tek şey var; kapalı kapılar ardında kalsan bile, bu insnaın seni nasıl sevdiğini ömür boyu unutmayacaksın. Son nefesimde bile senin adını söylüyor olacağım ve gözkapaklarım sonsuzluğa ebediyyen kapanana dek bekleyeceğim seni sevgili. Sana diyemesem de, korkurdam, içimden söylesemde o kutsal iki kelimeyi, engeller olsa da birleşmemize. Sağlıklı bir yaşam içinde mutluluk haberlerini aklmak istiyorum, çünkü hastalandığını duyduğum zaman bilirsin beni aklım hep sende kalır ve ulaşamazsam sana kahrolurum. Ne telefonun var bende sesini duyabileceğim ne de sana gelebileceğim hallerim var. İyi ol ve duy beni sevgili, seni seviyorum. Kahretsin! Gecenin ızdırap dolu zamanında akan hayat içinde her daim sensizliği gösteriyor saatler.



BAKİ EVKARALI
sayac Kez Okundu
DertOrtagimblogspot.com

2 Yorum

  1. Unknown Dediki:
  2. Bu kadar güzel bir yazıyla sevgiyi aşkı öyle içimize işledinizkiii kaç zamandır sizinle birlikte yazılarınızı takip edip sizinle birlikte yazdıklarınızı içimizde yaşıyoruz yaşatıyorsunuz paylaşımların ve varlıgın için cok teşekkür ederiz sevgili DERTORTAĞIMMM....

     
  3. Benim Tatlı Cadım gelmiş ve yorum yapmış. Mahcup ediyorsun beni ama Tatlı Cadım teşekkür etmene gerek yok buraya yaptığın her yorum benim için zaten bir teşekkür :)

     

Yorum Gönder

Yeni Düşenler

Abonelik:

E-Posta Adresini Gir: