Vur Vurabildiğin Kadar

Gönderen Dert Ortağı 14 Mayıs 2010
Susma, beni uçurumlarda kendim ağlıyor bulmuşken susma ne olur. En bildiğin öfkeleri cümleler halinde haykır. Alevle yakılmış kelimelerinin biri bitmeden diğeri saplasın ciğerlerime. Her kelimen ayrı bir hançer acısı versin yüreğime. Patlamaya hazır azgın dalgaları üzerine giyinip çaresiz kıyılarıma vur. Vur, vurabildiğin kadar. Diş geçiremediğin en yakın insana karşı yıllarca biriktirdiğin ama bir türlü söylemediğin bedduaları benim için et..Yüreğinde yara bağlamasın çıplak öfkelerin. İçinde kalmasın en gariz küfürlerin..İşte bedenim burda; dilinin ucunda ne varsa say sayabildiğin kadar....

Boynumu yalnızlığın ayak ucuna bükmüşken, beni " bende " bu kadar zayıf yakalamışken ez ezebildiğin kadar. Öfkelerini kus avuçlarıma. Bana dair tek anı bırakma..Herşeyi kibritsiz yak, yakabildiğin kadar. Kır, hiçbir zaman yarası sarılmamış kanatlarımı. Kırılmış dallarımı ise içindeki kızgın kelimelerin lavlarında erit. İçindeki nefreti sesli kelimelerle haykır. Haykır ki, benden önceki yaralı geçmişinin tek sorumlusu ben bileneyim. Otuz küsür senelik ömrünün son beş ayına tanıklık eden beni hayatının en büyük hatası olarak yargıla emi. Hayatında en büyük hatan keşke ben olsaydım. Keşke !

Kendim düşmüşken uçurumlara; kendi yarınlarımı kendim hançerlemişken bir de sen vur, vurabildiğin kadar. Dürüstlük abidesi kelimeleri sırtına yükleyip en acımasızca yargıla beni. İnsanlığımı, sevdamı fütursuca yargıla. Sakın ama sakın kendini yargılama !

Aynalara bakarken benim çirkin yüzümü hatırla.. Ama hiçbir zaman aynalarda " kendinle " yüzleşme..Duvarlarda " yalancı" suretimi görüp öfkenin yumruklarıyla yarala yüreğimi. Hayatında biriktirdiğin tüm kavgaların sebebi olarak beni göster. Keşke, hayatındaki tüm kavgaların tek sebebi ben olsaydım.. Keşke !

Bu tek taraflı davanın yargıcı sen, savcısı da sen ol. Üç düğmeli darağacı elbisesini dikme gerek yok. Al senin olsun vücudum. Hayatının tüm öfkelerini benim bedenimden al. Hayata yenik başlamanın tek sorumlusu olarak gördüğin sevdamı yık, yıkabildiğin kadar..Ve mutlu olacaksan, şu canımı al diyeceğim ama bu canı sen vermedin ki sen alasın !


Tek bir kelime etmeden vur boynumu. Acıma, merhamet etme. Bir nefes kadar değerli bildiğin bu yüreği en kötü haliyle bil. Güya ömrünü mahveden tek kişi olarak gösterdiğin bana tüm günahlarını en güzel hediyen olarak bırak. Hayatında biriktirdiğin öfkelerin hesabını benden kes sevgili. Mahşere kalmasın hesabın.Yenik başladığın hayatın tek hatası olarak beni göster. Hançeri al, gözlerime sun. Giderken son hediyen olsun kanlı hançerin. Vur hadi, vurabildiğin kadar...

Ölümü kuşan hadi. Kır zincirlerini. Musalla taşım hazır. Yeter ki ölüm senin ellerinden gelsin. Gözlerin, göğsüme saplanan son kurşunum olsun..Yüreğim, diz çökmüş dizlerin dibine. Çökmüşken kır, kırabildiğin kadar. Haklısın, sana hayatı zehir ettim değil mi ? Hayatındaki onca acıyı, onca günahı ben vermişcesine sadece yüreğimi öldür. Otuz küsur senenin son beş ayına tanıklık eden bu adamı ömrünün hatası olarak addet. Sonuna kadar vur emi. Bir daha doğrulamayım sevgili..Unutmadan, kötüler çok yaşamaz sevgili. Güya ben senin yüreğinde en kötüyüm. Merak etme o zaman; yakındır ölümüm..Sevinebilirsin artık. Zaferini kutlayabilirsin. Lakin tek üzüntüm var sana dair; ben gidince hayatındaki tüm hatalari yükleyebileceğin yüreği bir daha bulamayacaksın ne yazik ki.. Ben ona üzülürüm sevgili...

Hakkın varsa eğer hesabın mahşere kalsın sevgili. Yok kalmasın diyorsan; bana gelen yolu ve yüreğimin adresini biliyorsun. Öfkelerini beline kuşanıp çık karşıma. Doğrulttuğun namluya yüreğimi usulca sürmezsem namertim sevgili !



İsmail Sarıgene
sayac Kez Okundu
DertOrtagimblogspot.com

0 Yorum

Yorum Gönder

Yeni Düşenler

Abonelik:

E-Posta Adresini Gir: