Kadınım'a Mektuplar 31 "Saklı Sevda"

Gönderen Dert Ortağı 24 Temmuz 2010

https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCIsB9OtwCq7xDj8dHGXXuVf70x1tQ-ZeaDurNxaArd5CxzHzn6Drm_yksPjDl1Q4XBI1qjE1IMwLP2GtsJVvRYzAWCCQ4EwYujU7UDCGh-wOilbuwKShovGh6PvGBTdR5IZpWk8Eya1Q/s400/sevgiliye+mektup.JPG
…… Seni kendime sakladım… Sesin titretirken tenimde sevda tellerini damarlarıma dalga dalga yayılıp egemenliğini ilan ederken aşkın kurtuluş savaşlarında… Karışmasın başka seslere onların gürültülü senfonisizliğinde ritim tutmayan anlamsızlıklara bulaşmasın yitmesin diye kendime sakladım sesini önce…
…………… Erguvan renkli gelirken tınıların ayları güne günleri de dakikalara bölerek sakladım seni saniyelerimde… İçimde titreyen melodileri saniyelerle çarpıp sensiz geçen günlere ekledim özlemler biriktirip çoğalttım sana doğru biriksin şarıl şarıl aksın diye… Derman olmayan gecelerde sesini çoğaltıp damlalarca içime akıttım yalnızlığımın duvarlarında ses geçirmez yalıtımla benden başkası duymasın diye… Dayanamam seni görmemişliğimde sesini paylaşmaya kıyamam zerresinin araya gitmesine yaşamayanlar bilmez yüzünün gül cemalini görmeden sesinin aya vuran şavkının eşsizliğine… Bilmezler bilmesinler her gece ay doğduğunda şavkına besteler yollayıp sevdalar astığımı yüzünü sana dönüp yansıtsın diye sessiz siluetimi… Sesleriyle sevenlerin tensel buluşmasıdır keşfedilmemiş dinlerin ayini ve gizem dolu perilerin diyarında egzotizminde saklanan sevdaların dışa vurumudur en güzel güneşin batımında…



……………Vadilerinde enternasyonal aşklar doğurmuş gizeminde yaşanmamış sevdaya kanat çırpmaya hazırlanan asırlardır yuvasından çıkmayan ismi bilinmeyen bir çift kuş havalanıyor semalarında el ele diz dize uçmayı kanat çırpmayı öğreniyorlar yaşanmamış sevdalarının acemiliğinde tensiz flört eden sesleri kayboluyor anılar yaşanmamış güzelliklerin ebruli demetlerini bırakıyorlar bastıkları her adım çırptıkları her kanatın ardında iz bırakarak… Sevdalarıyla buluşan sevgilerinin ışığında doğan bin bir renkli gökkuşağını geriyorlar kanat çırptıkları zirveden el sallayan sevdalarına dair yeryüzünün peri dolu bacalarına…




…………… Telepati ile duyumsamamıydı yaşanmış zannedilen doyumsuz anlar kıyısı olmayan kulaç attıkça aynı noktada kaybolduğumuz azgın dalgalarla boğuşmak mıydı derinliğinde yediğimiz vurgun… Gerçeğine döndüğümüz hayatın ayaküstü şekerlemelerinde ki netleşmeyen rüyalar diye tanımladım hep ve geçici ve ne zaman tekrar sesin gelse suskunluğumla örtüyorum tınılarını zarar görmesin diye dünyevi dış etkilerden… Şimdi ne zaman bir kadın sesi duysam farklı notalar ekleyip anlam yükleyerek çoğaltıyor binlerce ses üretip dinliyorum sessizliğinde… Aralarında sana benzeyen tek ses bile olmuyor çoğalttığım tınılarını yüreğimden çıkarıp seviyor okşuyor dinliyor gizliyorum yine sevdamın suskun ve saklanmışlığında…




…………… Artık sana gelmelerimdeki pembe mutlu sancıların dönüş yolundaki çekilmez kramplarını yarı yolda bırakarak gördüğüm her renkli nesneyi gözlerim pembe'ye boyuyor. Sakladıklarım griden dönüştüğü rengin ahengiyle saklı kalan sevdalara öncülüğünü ilan ediyor geçtiğim tepe dağ yollardan… Vadi ovalar nehirlerden… Köy kasaba kentlerden… Yol otoyol tali yollardan… Yüzyıllık yalnızlık ve suskunluğunu yırtan parçalayan yanardağ gibi kükrüyor korkutuyor akacağı sevdasız kalan toprakları… Bu kentin sınırlarında hapsolan cebimde sakladığım çocukluğumu karlı kentine gelirken rengarenk giydiriyorum sana sevdirmek serçe parmağının sıcaklığını hissettirmek şımartmak için… Meleksi yüreğinin peri'li ellerinde dokunuşu hissetsin çıksın kabuğundan saklı sevdasından korunaklı sevdana ulaşsın diye…




……………Pusula icat edildiği günden beri yönümü şaşırdım hep güneşin doğuşu-batışı ile yönlendirmedim kendimi hatalarımda… Oysa doğudan doğan güneş sende batardı alır saklar ısıtırdın yüreğini yüzyıllardır sunmak için sıcağını… Karanlık puslu sisli tipili yağmurlu günlerde doğmayan o güneş hep senin içinde sakladığın sevginin çeperlerindeydi… Göstermezdin kimseye korkar ürkek ceylan gibi sekerek yürürdün düşürmemek için gözlerine yansırken ışığı böyle havalarda siyah gözlüklerinle saklardın kadife saçlarına yansır da fark ederler diye saçlarını toplar uzun berenin içine gizlerdin güneşlerini… Çocukluğumun sakladığım sevdalarına giydirdiğin özenle sakladığın güneş doğdu…Yeniden doğdu.. Sevdamıza dair saklı sevdamıza dair…




Güneş'inle aydınlandı SAKLI SEVDA'MIZ…




Olgun Ekinci
sayac Kez Okundu
DertOrtagimblogspot.com

0 Yorum

Yorum Gönder

Yeni Düşenler

Abonelik:

E-Posta Adresini Gir: