Tac Mahal Hakkında Bilmedikleriniz

Gönderen Dert Ortağı 06 Temmuz 2009
Тадж-Махал
KENDİ ŞAHSINA MÜNHASIR BİR YAPI: TAÇ MAHAL
       Dünyanın yedi harikasından, Hindistan’ın sembollerinden biri olan Taç Mahal’i görmek, baştan söyleyelim, sizi hayal kırıklığına uğratabilir.  Çünkü bu anıt mezar hakkında o kadar abartılı şeyler anlatılmıştır ki, haklı olarak siz de o beklentiyle görmeye gelebilir ve ister istemez hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Bu, eserin kıymetsizliğinden değil, anlatılanların abartılı olmasından, ziyaretçilerin  fazlaca beklentiyle gelmesindendir.
tac-mahal
       Taç Mahal, Hindistan Türk İmparatorluğu'nun Timuroğulları hanedanının 5. hükümdarı Şah Cihan (1593-1666) tarafından, o zamanki imparatorluğun başkenti olan Delhi’nin 193 km güneyinde bulunan Agra şehrinde, Yamuna Nehri'nin kıyısında yaptırılmıştır. Dünyada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul edilen bu anıt-mezar, Şah Cihan'ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Ercümend Banu'nun (Mümtaz Banu) 1631’de 14. çocuğunu dünyaya getirirken vefatı üzerine, onun hatırasına yaptırılmıştır. Şah Cihan eşi Mümtaz’la 18 yıldır evliydi. Mümtaz Banu vefat ettiğinde 36 yaşındaydı. Şah Cihan, hanımının ölümüyle hem eşinden, hem de danışmanından olmuştu. 2 yıl yas tuttu. Hatta bu iki yılda saçlarının tamamen ağardığı söylenir.
       Batılılar bu bina için ‘aşkın abartılı ifadesi’ dese de, aslında ‘İslam’ın kadına verdiği değer’i sembolize ediyor denebilir.
http://www.buzlu.org/images/2007/09/tac-mahal.jpg
       1632'de inşaasına başlanan eser, 22 yıl sonra 1654'de tamamlanmıştır. Binanın yapımında 20000 işçi çalışmıştır. Yapının mimarları, Mimar Sinan'ın talebelerinden Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi ile yapıdaki yazıları yazan Hattat Serdar Efendi’nin, eserin yapımı için Şah Cihan tarafından İstanbul'dan davet edildiği söylenir. Mimar olarak bazı isimler anılsa da hiç kimsenin ismi resmi olarak kaydedilmemiş ve kesinlik arzetmez. Belki de bu, sadece burada kalanların ismini ölümsüzleştirmek için uygulanmış bir karardır.
       Netice itibariyle bir anıt-mezar olsa da,  Taç Mahal yapısındaki kusursuzluğuyla, üzerindeki işlemeleriyle, simetrik yapısıyla, çevresindeki bahçesiyle, havuzu ve ona akseden silüetiyle günün farklı zamanlarında farklı bir güzellik arzeder.
       Taç Mahal, geniş bir avlu içinde, dört köşesinde 4 minare bulunan, 75 metre yüksekliğinde beyaz mermerden bir anıt kubbedir. Minareler muhtemel bir zelzelede ana yapıya zarar vermesin diye dışa doğru hafif meyillidir.Yüksek duvarla çevrili avlu kapısından  Taç Mahal’in bulunduğu bahçeye girilir. Bu kapının, bir kadının yüzünü örten ve nazikçe açılması gereken bir peçe olduğu düşünülür. Bahçe içinde ince uzun bir havuz ve bahçenin sonunda kubbeli yapı yer alır. Kubbenin bir yanında cami, diğer yanında simetriyi bozmamak için inşa edildiği tahmin edilen bir konuk evi vardır. Konuk evi artık bugün kullanılmasa da cami Cuma günleri Cuma namazı kılmaları için sadece müslümanlara açıktır.
http://resimdepo.cep-x.com/buyuk/cep-x_com_tac_mahal2.jpg
       Bahçe, mükemmel simetri esasına dayanır. Ortadaki havuz ve dört kanaldan akan sular bahçeyi dörde böler. Bahçedeki çok sayıda çeşme ve havuzlar, Yamuna Nehri’nden gelen su ile beslenir. Tac Mahal’in içi, Hümayun’un Türbesinden esinlenerek yapılmıştır. Mozolenin bulunduğu ortadaki alana açılan 8 oda vardır. Buralar, ölüye Kuran okuyan mollalar için ayrılmıştır
       Taç Mahal'in yapımında parlak, ince mavi damarları olan beyaz mermer kullanılmıştır. Aynı mermerden yapılan ve yerden yüksekliği 82 metre olan kubbe, inciyi andırır ve kadını temsil eder. Bir başka zaviyeden, tepede bulunan kubbe Cennet’i, kubbenin oturduğu kare bina dünyayı temsil eder.  Kubbe üzerinde altınlı bir alem vardır. Anıtın dört yanına Hattat Serdar Efendi tarafından Yasin suresinin tamamı yazılmıştır.
http://www.arkitera.com/haberler/2005/02/16/tacmahal.jpg
       Bina tamamen mermerdir. 322 km mesafeden getirtilmiştir. Fakat fotoğraflarda görüldüğü gibi sadece mermerden müteşekkil değildir. Binlerce kıymetli taş mermerlere işlenmiştir. Hattatlık eserleri için siyah mermer kullanılmıştır. Süslemeler için de farklı renklerde taşlar kullanılmıştır. Bu yüzdendir ki üzerinden yüzyıllar geçse de renklerde solma olmamıştır.  
      Mümtaz Mahal ve Şah Cihan'ın sandukaları üst katta, kubbenin altındadır. Sandukaların bulunduğu yerdeki kubbede insan ağzından çıkan her ses 7 kez yankılanacak şekilde bir akustiğe sahiptir. Şahın ve eşinin asıl lahitleri ise en alt katta bulunmaktadır.
http://www.girgin.org/yazilarim/images/Tac%20Mahal.jpg
       İnanılmaz bir işçilikle yapılan delinmiş mermer panolar, güneş ışığı vurduğunda dramatik gölgeler oluşturuyor. Bir zamanlar yüzbinlerce akik, sedef ve firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri inci vardı. Gümüş kapılar, içeride altın parmaklıklar, kraliçenin mezar taşının (bu taş kraliçenin gerçekten gömüldüğü yerde duruyor) üzerindeyse inci bezeli bir kumaş vardı. Hırsızlar buradan çok sayıda değerli eşya çaldı, kimisi duvarlardaki taşları yerinden çıkarmaya çalışsa da, bina ihtişamından bir şey kaybetmemiş. Kubbeli yapının orijinal gümüş kapısı yüzlerce gümüş çiviyle bezeliydi. Bu kapı çalındı. Bugünkü kapı ise pirinçten.
http://www.nedennasilnedir.com/wp-upload/hindistan-e28093-tac-mahal.jpg
       1830’larda Bengal’in generali Lord William Bestinck’in yapmak istediğinin yanında  Taç Mahal’in kıymetli taşlarıyla ilgilenen hırsızların yaptığı mukayese bile edilemez. O yıllarda general Taç Mahal’i söküp Londra’da satmayı düşünmüş. Delhi’deki Kızıl Kale’den sökülüp götürülen marmer taşın  para etmemesi üzerine bu projeden vazgeçilmiş. Daha sonraları 1900’de Lord Curzon Taç Mahal’i tamir ettirmiştir.
       Şah Cihan’ın kederini temsil etmesi için bu yapının tam karşısına, Yamuna Nehri’nin diğer yakasına siyah mermerden bir anıt yaptırma niyetinin olduğu söylense de bu sadece bir söylentiden ibarettir.
       Şah Cihan’ın oğlu Evren Cebe, 1658'de kendini imparator ilan etti ve babasını Agra'daki kalede ölene kadar 9 yıl boyunca esir tuttu. Şah Cihan'ın kaledeki manzarası Taç Mahal'in uzaktan görüntüsüydü. Daha sonra o da buraya eşinin yanına gömüldü.
http://www.taj-mahal.net/common/MMImages/mosque8.jpg
       Taç Mahal Babür mimarisinin zirvesinin temsil eder. Ondan sonra Evren Cebe Aurangabad’ta kendi eşi için aynısından yaptırmak istemiş. Yine Delhi’de Safdar Jung 1753’te yani Taç Mahal’den 100 yıl sonra daha iyi bir eser yaptırmak istemiş, ama başaramamıştır. Bu yüzden Taç Mahal mimaride zirvedir.
       Romantik görünüşü ile herkesi büyüleyen, Doğulu Batılı birçok ünlü yazar ve şaire ilham kaynağı olan Tac Mahal, mehtaplı gecelerde bile aydan daha parlak görünür. Tac Mahal, 1983’ten bu yana UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır
sayac Kez Okundu
DertOrtagimblogspot.com

0 Yorum

Yorum Gönder

Yeni Düşenler

Abonelik:

E-Posta Adresini Gir: