Abdullah Küçükaytekin'e sorduk, Gazze'den İstanbul'a uzanan bu resim yolculuğunu. Bizi kırmadı ve cevapladı, o anlattı biz dinledik. Kalbimizin bir yarısı Gazze oldu.
Gazze'deki öğrencilere resim çizdirme fikri nasıl hayata geçirdiniz?
Gazze Milli Eğitim Müdürü ile saldırılardan iki gün sonra tüm okullarda resim yaptırmak istediğimizi paylaştık. Buna çok olumlu yaklaştılar, neticede öğrenciler kalem kağıt vererek hiçbir konu belirlemeden onlardan sadece içlerinden geldiği şekilde resim yapmalarını istedik.
Filistin'de iki şey durmaz, biri şehadet biri eğitim
Okullar açık mıydı o sırada?
Saldırıların ertesi günü okullar açıldı Gazze'de. Filistin'de sekteye uğramayan iki şey var biri şehadet biri de eğitim. Çatışmaların ve savaşın ortasında her zaman önlüklü çocukları görebilirsiniz. Bir yere bomba düşerken diğer tarafta eğitim kesintisiz bir şekilde devam eder. bU Filistin gerçeğidir.
"Bacaklarımı kaybettiğim yeri çiziyorum"
Çocukların resimlerinde ilginizi en çok çeken şey neydi?
Çocuklar bilindik çocuk resimlerini yapmıyorlardı yani parıl parıl parıldayan bir güneş ve hemen altından geçen mavi bir nehir yoktu çocukların resimlerinde. Savaşın bıraktığı acı ve hüzün vardı. Kimisi ölen babasını kimisi de ölen abisini resmediyordu. Hem bir acı hep bir burukluk vardı. Bir çocuğa nereyi resmettiği sorduğumda şu cevabı aldım, "Bacaklarımı kaybettim yerin resmini yapıyorum".
Dünyanın en büyük cezaevinden Bayrampaşa cezaevine
Resimleri Türkiye'de nerede sergileyeceksiniz?
Bayrampaşa'da ceza evinde sergileyeceğiz. 25 metrelik bir resim var bu resimde Gazzeli gençlerin çizmesini istedik. Bu resim oldukça büyük olduğu için Bayrampaşa'yı tercih ettik.
Yani Dünyanın en büyük cezaevi Gazze'den, Bayrampaşa cezaevine bir yolculuk
Evet aynen öyle
Tuba OLĞAÇ/TİMETURK
0 Yorum