SENİ KAYBETMEK İSTEMİYORUM

Gönderen Dert Ortağı 16 Mayıs 2010
Kaf dağının ardında sanırdım aşkı yada masallarda güzlenmiş durur bilirdim. Daha siluetin yokken düşlerimde,yıllar öncesinden sana adanmış bir ruhla yazdım seni. Bilemezdim yıllarca çekilen acıların sonunda ödülümün senin gerçekliğin olacağını. Ben her yalancı aşklarda senden bir gerçek aradım bugüne kadar. Zaman yine yazıp ezberletmişti oyununu bize bizden habersiz ve ikimizde aynı sahnedeydik artık. Kendimizi oynuyorduk bir aşk metninde. Seni küçük bir kız çocuğu masumluğunda ve ben gözlerine bakamıyordum. Kaybolmaktan korkarak, kaçırıyordum gözlerimi gözlerinden. Yüreğim,kafesinde duramayıp, sema özlemi çeken bir kuş misali çırpınıp duruyordu.

Açsam kapısını yüreğimin, sana doğru uçacaktı biliyordum. Peki ya istemezsen, penceresine konsa yüreğinin. Almazsan onu içeri, o zaman ölmek ihtimali de var değil mi?
Aşık oldum. Aşk, gözlerimin güzelliğinde bir renk bulup, kendini kendinden bile gizlemişti. Sen, şen çocuklar gibisin sevgili. Ne zaman sana baksam, kaçamakta olsa bakışlarım, içimdeki buzullar eriyor. Bir çocuk eli uzanıyor bana doğru, ruhum çocuklaşıyor seninle ve ben neşeleniyorum. Keşke hiç ayrılmasam diyorum yanından ama bir sabah seni bana getiriyor bir otobüs, bir akşam ruhunu alıp götürüyor benden uzaklara... Akşam hiç olmasın istiyorum.Biliyorum ki ayrılık çanları çalıyorsa ve yaşanacaksa ayrılıklar çığlık çığlığa... hiçbir şeyi ve hiç kimseyi beklemez.
Mecnunlaşıyorum seninle aynı havayı teneffüs ederken, anlık düşler kuruyorum zamansız.

Ellerini tuttuğumu hayal ediyorum bir an, teninin sıcaklığını hapsediyorum avuçlarımda ve gözlerinin limanında demirlemişken, sana o kutsal iki kelimeyi söylüyorum haykırırcasına. Sonra bir evdeyiz ama ne yeri biliyorum ne de mekan tanıdık. Şömine de ateş, ateşin ışığında seni izliyorum, ellerin saçlarımda bir meltem esintisi gibi dolanıyor. Kapatmıyorum gözlerimi, kapatırsam büyü bozulacakmış gibi korkuyorum. Yıllar sonra bulmuşken seni, kaybetmek istemiyorum. Bir anda değişiyor her şey seninle...



Mevsimler,dünler,bugünler,düşler bile... Kapıyı sen açıyorsun, yorulmuşum ama senin gülümsemenle unutuyorum tüm sıkıntılarımı. Hayatın her anı müşterektir. Sen hazırlarken yemeği, ben sofrayı kuruyorum. Sonra seninle verilen çay molası. Sana sarılıp aşk filmi izliyorum... film hikaye, sen varsın yanımda, yuvam da hayalde olsa sen varsın. Dünyam senin etrafında dönüyor. Ben seni hissediyorum. Bir an dudaklarını buluyorum yanaklarımda, yaşadığımı anlıyorum. Ah bir bilsen seni senelerce, sensiz geçen her gün katlanarak artan bir sevgiyle beklediğimi... bir ah çekiyorum, gerçekliğe dönüyor ruhum.
İnsan, aşka aşık bir ruhla yaşarken; aşkın puanlı elbisesini giydireceğini bedeni bulunca ne yapacağını bilmiyor. Bugün, dolandım durdum mesela... kalabalık ilk defa yalnızlaştıramadı beni, sen vardın orada hissettiğim. Ne yapacağımı bilemedim. Sanki bir an makineleştim. Tam tüm cesaretimi topladığım anda, sana gelirken sen, çoktan ruhunu alıp gitmiştin benden uzaklara... aydınlıktı her yer ama ben yokluğunda zifiri karanlıktaydım sanki. Bir öğle vakti, bir an kadar kısa da olsa aydınlandı dünyam o gün gibi. Akşam çöktü sensizliğin üstüne... Şuursuzca yol alıyordum ve sol yanım boştu. Sana ayırmıştım gelirsin diye.. Geldim, gecenin karanlığını orta yerinden kılıçla bölercesine, ikiye ayırarak yalnızlığımı geldim gelmesine de uzak bir yerlerde bıraktın yorgun bedenimi. Gözlerim seni arıyordu, sen iki büklümdün hayatın içinde... Ruhum durmadı yinede,içimden bir ses “O gelmiyorsa sana, sen git!” dedi, ilk kez o sesi dinledim. Maksat muhabbet olsun değildi. Sana yakın olabilmek ve seninle aynı havayı soluyabilmekti.

Lakin bilirsin, kimi yollar kısadır gülüm ve ayrılık kısa yollarda seyahat eden kırık aşklardan daha çok haz alır. Ayrılık zevke durdu, ben hüzünlere açtım yüreğimi. Çünkü ızdırap dolu bir gecede sensizliğin ruhu beni bağrına basıyordu bir çocuk gibi. İşte o an, hıçkıra hıçkıra ağlamak istedim. Yolumu uzatmıştım oysa, inmemiştim her zaman indiğim kimsesizlik durağında...

En sonunda yitirdiğim tüm duygularımı geri veren sen oldun. Aylardır yazamıyordum. Doğum sancısı çeken bir anne gibi kıvranıyordu ruhum ince ince bir sızıyla. İlhamım oldun gülüşünle, gözlerinde ki bakışınla katilimdin. Yüreğimde kelimeler seslendi kaleme ve her paragrafta senden bir şeyler yazdım. Belki göremeyeceksin, paragraflara gizlediğim seni, belki bulamayacaksın kelimelerimde kendini. Ziyanı yok sevgili, seni yazdım ya, sana sesleniyorum ya, ilhamımı buldum ya, platonikte olsa seni yaşıyorum ya bu yeter bana bir ömür. Belki bir gün gelirde, sana ayrılan yerlerde sen olursun ve belki bir gün ikinci kez sana “Benimle dans eder misin?” deme cüretimdeki gibi sevdiğimi söyleyebilirim. O günler gelir mi dersin? Sanmam, bu yazılanlar da hayal olur kalır mı ki? Seni sevdiğimi söylesem.Cevap alamayacağım biliyorum.Karamsar olmamak lazım ya! Benimle dans eder misin? Sen, belirsizde olsa “evet” de. Ben anlarım seni...Seviyorum...


BAKİ EVKARALI
sayac Kez Okundu
DertOrtagimblogspot.com

0 Yorum

Yorum Gönder

Yeni Düşenler

Abonelik:

E-Posta Adresini Gir: