TUTUKLU 2. BÖLÜM

Gönderen Dert Ortağı 31 Aralık 2008


2. Bölüm
Aslında haber yazarken aklımda haberden çok o nun yapacağı yorum vardı; acaba bu habere de yorum yapacak mı? Acaba haberin altına o karizmatik imzasını koyacakmı…? Gibi bir sürü soru vardı aklımda ona dair bu soru işaretleri arasında ne kadar sağlıklı bir haber yazılır bilinmez ama sonunda bitirmiştim haberimi. Ceketimi alıp ofisten çıkarken ertesi gün ortak dostumuzdan nasıl yardım isteyeceğimin planlarını yapıyordum. Aslında alt tarafı bir teşekkür etmek için ondan yardım isteyecektim ne var bunda diye içimden konuşmaya bir yandan da kendime “oğlum sen manyaklaşmaya başladın iyice alt tarafı teşekkür ya ne kasıyosun kendini anlamadım gitti” diyerek söyleniyordum. Bu şekilde saçma saçma kurgular kurup kafamda binbir senaryolar üreterek ilerliyordum. Genel olarak yürümeyi çok sevdiğimden (bırak şimdi birbirimizi kandırmayalım parasızlık yüzünden arabam yok desene şuna) öhö öhö tamam kes. Efendim ne diyordum; ben karanlıkta hızlı adımlarla evime doğru ilerlerliyordum (tabii tabii ) tamam dedim kapa çeneni…
Evime gelir gelmez hemen iki gözü çalışan dörtlü ocağın birine çay suyu diğerineyse buzdolabından çıkardığım 3 günlük yemeği koymuştum. Biraz ortalığı toparladıktan sonra yemeğimi ve çayımı alıp çalışma odama geçtim. (çalışma odası mı? ya lütfen ama hakimi kandırıyorsun ama ne çalışma odası ya topu topu 2 oda yok mu sizin evde biri salon diğeri de yatak odan) Ne olmuş bir insanın normal odası aynı zamanda çalışma odası olmuyor mu olamaz mı? Hem sen ne zaman susacaksın bakalım? Yola çıktığımızdan beri kafamın içinde dolaşıp; konuşup duruyorsun (iyi tamam devam et sustum) Çok şükür..
Yemeğimi yiyip biraz aptal kutusuna baktıktan sonra koltuğun üzerinde sızmışım yorgunluktan.
Sabah 6:30 da telefonumun alarm sesine uyanır gibi oldum biraz ayılmam uzun sürdüğünden alarmı erteledim ki genelde hep böyle yaparım. (Saat 7:30 a kadar belirli aralıklarla çalar 7:30 da da ben kalkarım; çünkü saat 8:30 da iş yerinde olmalıyım yoksa patron fırçayı basar.) Daha sonra 7:45 de işe gitmek için daha önce de dediğim gibi arabaları sevmediğimden … sakın konuşuyum deme (yahu bişey demedim ki) ben uyarıyımda ne olur ne olmaz.
İşyerine ulaştığımda yaptığım ilk iş bilin bakalım ne oldu Sayın Hakim? “galiba yazdığın habere yorum yapılıp yapılmadığını izledin internetten” dedi hakim. Sanık bu kez daha bir içten gülümseyerek “akıllıca ama bilemediniz Sayın Hakim geç kaldığımdan patronun fırçası ile baş başa kalmak oldu yaptığım ilk iş” Hakim duruşmadan bu yana ilk kez tebessüm etmişti. Daha sonra sanık anlatmaya devam etti.

Kahretsin ne kadar da güzel başladı günüm değil mi? Sonra masamın başına geçip işime koyulmaya başladım. Öncelikle maillerime baktım her zamanki gibi; çünkü bir çok yerli yabancı haber sitelerine üyeydim ve ilginç bir sürü haber gelirdi hergün.
Ogün de maillerime baktıktan ve ekleyebileceğim haberleri seçtikten sonra kendi yazdığım habere yapılan yorumları okumaya başladım. Yorumları okuduğumda her zamanki gibi beni takip eden dostun yorumu da eklenmişti o “Hayata Gülümseyin” imzasıyla birlikte. Bir an çocuk gibi sevindim yaptığım bir şeylerden dolayı eleştirilmek ya da takdir edilmek hoşuma gidiyordu. En azından bazılarının ilgisini çekiyordum ki yorum yazma zahmetine giriyorlardı buda güzeldi benim için. Daha sonra o malum ortak dostumuza telefon açtım ve kendisiyle bir şeyler konuşmak istediğimi söyleyerek öğlen yemeğine davet ettim. Kabul etti sağolsun öğlen olduğunda daha önceden yer ayırttığım lokantada kendisini bekledim (lokanta dediği, seyyar köfteci Dursun Abi) Allah cezanı….. Töbe Töbe…
Bir müddet sonrada ortak dostumuz geldi selamlaştıktan ve hoş beşten sonra yemeklerimizi yerken Halit bana bakıp. (bu arada ismini söylemeyi unuttum sayın hakim dostumuzun adı Halit)
- Beni buraya ne için çağırdın
- Hiiç sadece dostumu özledim
- Bırak şimdi sadece dost özlemek değil ya az çok tanıyorum seni ne derdin var söyle bakalım
- Ya gerçekten bir şey yok sadece seninle konuşmayı özledim
- Peki tamam senin dediğin gibi olsun bir şey yok demek
- Aslında var
- Ne var?
- Ya anladın işte bir derdimin olduğunu
- Peki anlatsana nedir sorun
- Aslında sorun değil… ya bak şimdi benim haberlerime yorum yapan biri var.
- Ee ne var bunda olmasın mı?
- Ya bu kişi sürekli benim haberlerime yorum yapıyor altına da kendine has imzasını atıyor ve ben bu kişiyi çok merak ediyorum. İşin garibi oda ben gibi bir gazeteci
- Ee daha ne istiyorsun gir gazetesinin sayfasına mail at yorum yaz ne bileyim ona ulaş bir şekilde herkimse o.
- Çok zekisin Halit.. Lan oğlum bunları denemedim mi sanıyorsun ama maalesef sayfasında ona ulaşacak tek bir adres yok. Sadece bir şey dışında
- Nedir o bir şey?
- O nun sayfasında dolaşırken bir şey dikkatimi çekti bir haberde dostum diye birinden söz ediyordu ve ben o dostum dediği kişiyi tanıyorum.
- Ya bu kadar anlatacağına bana bunları gidip o ortak dostunuza anlatsana burada kafamı şişirdin benim
- Hahaha! Ben ne yapıyorum sanıyorsun şu an
- Ne yapıyorsun
- Ortak dostumuza olanları anlatıyorum….
Dediğimde Halit’in yüzündeki o ifadeyi görmenizi isterdim Sayın Hakim
- Nasıl yani o ben miyim Allah Allah kim bu merak ettim
- Kim olduğunu bende bilmiyorum tek bildiğim gazeteci olduğu benim gibi onuda yaptığı bir yorumdan öğrenmiştim.
- Hmm hangi gazeteymiş bu
- İşte bu bu gazete diyip gazetenin ismini vermiştim bakar bakmaz
- Bu o diyerek bir kahkaha attı ve benden ne istiyorsun
- Ne isteyebilirim sayfamı sürekli yorumlarıyla güzellik kattığı için teşekkür etmek istiyorum sadece ama ulaşamadığım için ona ve ulaşacak tek kişide
sen vardın bu yüzden senden rica ediyorum işte
- Bir düşüneyim…
- Neyi düşüneceksin sanki sana Ülkenin GSMH sını sordum düşünecekmiş…
- Ya tamam şaka hemen kızma söyleriz tabi. Gerçi bunu benden başkası istese yapmazdım ama seni tanıyorum. O yüzden bunu seve seve yaparım.
- Dost sun işte cansın sağol be arkadaşım sağol
- Tamam teşekkür etmene gerek yok hesabı ödesen kafi
- Garson ! hesap lütfen (dursun abi borcumuz ne? Tamam abi yarın versem olurmu? aslı bu) yuh sana yuuuuuh. Hep böyle yapıyosun kafamın içinde dolanıp duruyorsun kimsin
bilmiyorum ama artık çok kızıyorum

2. Bölüm Sonu

Dert Ortağı
sayac Kez Okundu
DertOrtagimblogspot.com

0 Yorum

Yorum Gönder

Yeni Düşenler

Abonelik:

E-Posta Adresini Gir: