TUTUKLU 4. BÖLÜM

Gönderen Dert Ortağı 31 Aralık 2008

4. Bölüm

Evet, artık o gizemli kapı yavaş yavaş aralanmaya başlamıştı. Artık o gizemli karakterle sürekli konuşabiliyordum elektronik posta yoluyla da olsa. Kendisine hoş geldin mektubumdan sonra gönderdiğim mesaj yine bir teşekkür olmuştu posta yoluyla da olsa arkadaşım olmayı kabul ettiği için…
O ise bana sadece gülümsemişti cevap olarak. Sabahları işe gittiğimde artık yeni bir görevim daha vardı elektronik postalarıma gelen mesajları kontrol ettikten sonra O’nun yazdıkları mesajlara cevap vermek ve sonra yine yazdıkları haberlere yorum yapmak oluyordu. Bu arada bana söylediği “hayata gülümseyin” sözünü kendime verilmiş bir öğüt olarak algılıyor ve normalde de gülen yüzümü daha belirgin hale getiriyordum. (bak bu konuda doğrusun işte o kadar belli ki bazen şebekle karıştırdığım oluyordu) pislik yapma ve sus kahrolası.(muhaha)
Dediğim gibi sayın hâkim daha pozitif bakıyordum artık olaylara ya da bana öyle geliyordu. Akşamları iple çekiyordum onunla daha rahat mesajlaşıyordum bazen öyle zamanlar oluyordu ki onunla sabaha kadar mesajlaşmışız o haber şöyle bu haber böyle senin fikrin bu benimki bu bazen aramızda sert tartışmalar olsun istiyordum ama o sürekli benim yönümde hareket ediyordu. Bir konu hakkında hiç fikir ayrılığına düşmüyorduk. Ne olursa olsun fikrini sorduğumda sanki kelimeler onun ağzından değil de benim ağzımdan çıkıyor gibiydi. Birebir aynı düşüncelere sahiptik.
Yalnız Sayın Hâkim daha ben onun adını bilmiyordum ya da gazetesinde kullandığı adı gerçek adımı merak ediyordum.
Hâkim dayanamayıp sordu o sırada:
- Peki, neden o zamana kadar adını öğrenmedin? Yoksa merak mı etmedin?
- Olurmu Sayın Hâkim merak etmez olur muyum ama fırsat bulamıyordum ya da ismini öğrenirsem aramızdaki sihrin kaybolacağına dair saçma bir düşünce hakimdi üzerimde.
- Anlamadım neden vardı böyle bir düşünce ama neyse devam et bakalım
- Peki, sayın hâkim
Artık sayın hâkim size de dediğim gibi onunla her mesajlaşmamızdan sonra ismini merak ediyordum ama soramıyorum o saçma inanış yüzünden. (zaten bunun böyle bir sürü garip takıntıları var kısaca cins diyorum ben) Sus Len! Gazetesinde kullandığı isim Hayat’tı acaba gerçekten ismi Hayat mıydı artık dayanamadım ve bir mesajımda düzgün bir şekilde isminiz gerçekten Hayat mı dedim, diyebildim. Doğal olarak cevap basitti ismim Hayat değil, ismim Sevda dedi. İşte bu kadar ne kırılmış ne sitem etmişti bana. Bu zamana kadar neden sormadım ki ya bazen içimdeki sese kızsam da hak vermiyor değilim içimdeki ses aksini yapmamı söyler ama ben yapamam işte. (yok, ben öyle demiyorum yap yapma ben sana cins diyorum ağabeycim cinssin sen türünün son örneğisin).
Sevda ile aramızda elektronik posta yoluyla kurulan çok sıcak bir arkadaşlığımız oluşmuştu gitgide ona daha çok alışıyordum Benim düşüncelerime sahip benimle aynı şeyleri yapan başka bir bedende varlık şu Ruh İkizi derler ya sanırım öyle bir şeydi o benim Ruh ikizime çok benziyordu. Sevda ile aynı düşüncelere sahip olmak hoşuma gidiyordu. Artık ona bağımlı olmaya başlamıştım gecenin 3ünde ona haber yolluyordum gündüz de yapabilirdim onu ama bir güç beni saatin 3 ünde ona bu postayı yollamamı sağlıyordu.
Bir keresinde sabah işyerinde elektronik postalarımı kontrol ederken ondan gelen bir mailde bana bir şiir göndermişti yanında da inanılmaz bir utanma ikonu koymuş çok güzeldi şiirleri çok severim hemen kaydettim hafızama (yalancı 2 saat ezberlicem diye çocuklar gibi tekrar tekrar okudun) O şiiri çok beğendiğimden di bikere (zaten hep öyle derler hahaha!)
Sonra Hakimin gözlerine bakarak hevesli bir çocuk gibi:
- Sayın Hakim size de o şiiri okumamı ister misiniz? Diye sordu.
- Okuman neyi ifade edecek ne kazanıcaz biz bundan
- Biraz şu iç karartan mahkeme salonuna duygu katabiliriz Sayın Hakim
- Peki oku bakalım ama biz karar verirken duygularımızı kullanmayız
- Teşekkür ederim Sayın Hâkim :)
Dedi ve şiiri okumaya başladı.

İnsan bazen vermeli, almak için...
Bir yürek vermeli önce, bir gönül
O yüreğe sevgi vermeli, dostluk vermeli
Umut ekmeli o sevgi, dostluğu büyütmek için
Bir hayat olmalı; iki kişinin paylaşacağı bir ömür için
Zaman vermeli, anlayış vermeli
İsteklerine gem vermeli...
Bir ömrü paylaşmak için, iki kişilik sevgi vermeli
Dürüstlük vermeli saygılarını vermeli
Bazen ödün vermeli prensiplerinden...
Bazen sıkılmalı başkası için,
İstemediği şeyleri yapmalı paylaşmak adına hayatı
Biraz da cesur olmalı adım atmak için
Verdikten sonra beklemeli, almak için
Sabırla, umutları soldurmadan beklemeli
Bekleyişin hazzını tatmalı
Vuslatı arzulayarak, özlemlere umut ekmeli
İnsan vermeli önce kendisinden
Sonradan almak için...
Sayın Hakim bu şiir Harun Kilci’nin miş bunu da belirtmiş ve yanına o utanma ikonunu koymuş Sonraki mektubunda da yanlış anlamamamı sadece güzel bir şiirdi ve sizinle paylaşmak istedim diye yazmış. Bende kendisine teşekkür ettiğimi ve kesinlikle yanlış anlamadığımı aksine sizden böyle bir yazı aldığım için mutlu olduğumu belirtmiştim.



Artık sadece gündem yada ilginç haberler yoktu aramızda edebiyatın en güzel örneklerini de paylaşıyorduk bu kimi zaman bir deneme kimi zaman da bir kısa hikaye kimi zaman dabir şiir olabiliyordu. Artık O na çok alışmıştım. Ondan gelen her yazıda daha bir duygusal oluyordum ve karşılığın da en az onun yazısı kadar duygusal bir başka yazıyla karşılık veriyordum. Kısaca kaliteli olduğuna inandığımız her türlü bilgiyi eseri beraber paylaşıyorduk onun dostluğuna o kadar alışmıştım ki(yeter ya kaçkere diyeceksin dostluğuna alıştım diye) Sanane.. sa-na-nee!
Birgün Yazılarından birini çok beğendim ve ona dedimki “sizin gibi bir dostla ben her şeyimi paylaşırım” diyip msn adresimi vermiştim normalde daha önce gazeten tanıştığım hiçbirine vermemiştim daha doğrusu msn adresimi direk ben vermemiştim genelde onlar verir bende msn adresime eklerdim. Ama bu kez farklı olmuştu msn adresini veren kişi ben olmuştum kendime aşırı güvenim vardı bu konuda çünkü maksadım yazışmalarımızdan da belli olacağı gibi dostluk ve arkadaşlıkta bir sapık edasıyla girip msn hackleyecek ya da sapık düşüncelerini orda anlatacak biri değildim. Bu yüzden de kesin kabul edilecek diye msn adresime gelecek olan ekleme talebine bakıyordum…
Dedi ve durdu sanık biraz üzülmüştü son söylediklerinden sonra hakim sordu:
- Ee peki sonra ne oldu?
- Ne mi oldu Sayın Hakim hayatımın en büyük derslerinden birini aldım onun sayesinde kendine çok güvenmemen gerektiğini ve amiyane tabirle kendini şişirmemen gerektiğini..
- Yoksa red mi etti
- E - evet
- Hahahahaha! Öhö öhö afedersin
- Sorun değil Sayın Hâkim o zamanki tattığım acının ve kızgınlığın yanında sizinki bir şey değil.
- Peki ne dedi sana?
- Henüz daha çok erken sizi msn adresime eklemek için lütfen bana kızmayın
O gün çektiğim acıyı size anlatamam yenilginin verdiği acıydı sonradan düşündüğümde de hak veriyordum kendisine ve daha çok saygı duyuyordum. Ama işte o an o kadar çok üzülmüştüm ve o kadar çok kızmıştım ki. Hemen bir cevap yazdım
“ben hayatımda kimseye msn adresimi vermedim bu şekilde hep önce onlar verdiler sizin samimiyetinize olan güvenim bana bunu yaptırmıştı sizden birdaha böyle bir istekte bulunmucam ama şayet sizin ilerde güveninizi kazanırsam ve siz bana vermek isterseniz kusura bakmayın bu kez de reddeden ben olucam”

4. Bölüm Sonu
Dert Ortağı
sayac Kez Okundu
DertOrtagimblogspot.com

TUTUKLU 4. BÖLÜM Adlı yazımıza 1 Yorum yapıldı

  1. toughson Dediki:
  2. go to these guys replica designer backpacks helpful resources Balenciaga Dolabuy useful source Louis Vuitton Dolabuy

     

Yorum Gönder

Yeni Düşenler

Abonelik:

E-Posta Adresini Gir: