TUTUKLU 6. BÖLÜM

Gönderen Dert Ortağı 31 Aralık 2008


6. Bölüm

Hakim sonunda tekrar duruşmaya gelmişti tabi doğal olarak da o geldiğinde biz ayağa kalkmıştık.

Hakim gözleriyle etrafa süzdükten sonra sanığa dönerek:
- Nerede kalmıştık?
- Efendim sizin Muammer Erkul’a ait olduğunu söylediğiniz şiiri okumuştum
- Evet tamam çok güzel bir şiirdir sende güzel okudun… neyse devam et bakalım sonra ne oldu.
- Teşekkür ederim Sayın Hakim devam ediyorum
Ertesi gün kendisinden cevap gelmişti
“ lütfen öyle deme yanlış anlamadım ama okuduğum da çok mahcup oldum utandım inan sana ne kadar teşekkür etsem azdır beni o kadar mutlu ettin ki anlatamam”
Git gide kendisiyle daha fazla vakit geçirir olmaya başlamıştım neredeyse her akşam bir şeyleri bahane ederek kendimi meşgule alıp onunla konuşmaya çalışıyordum(tabi onun girdiği zamanlarda) Öyle güzel anlaşıyordum ki onunla Sayın Hakim sanki bir elmanın iki yarısı derler ya aynı onun gibi benimle aynı şeyleri düşünmesi beni ona her geçen gün yaklaştırıyordu. Git gide ona bağlanmaya başlamıştım ama bunu o na hiç belli etmiyordum; çünkü o zamanlar ona bağlandığımın ona karşı bir takım duygular hissettiğimin bile farkın da değildim sadece konuşmalarımız hep devam etsin istiyordum. Birde olayın şurası var Sayın Hakim bu zamana kadar benim msn adresimden benim mesai arkadaşlarım, komşularım ve ailem dışında kamera ile görüştüğüm kimse olmamıştı. Olmadığı gibi ben msn de resmimi de koymam tam bir muamma olurum beni tanımayanlar için gizemli bir karaktere bürünürdüm. Daha önce eklediğim dostlarım (bu saydıklarımın dışında sizin sanal diyebileceğiniz ama benim bu sıfatı kabul etmediğim dostlarımın hepsi benim neye benzediğimi merak ediyordu. Sürekli ya resim koy ya kameranı aç gibi söylemlerde bulunuyorlardı aslında onların açısından baktığım da belki kendilerince haklıydılar. Yani insan konuştuğu insan in mi cin mi merak ediyor :) ama ben dostluğun tanımın da öyle bir kriterin yani yüzün ne kadar öneminin olacağı konusunu benim için saçma dan da öteydi Ben dostumun yüzünü ne den merak edeyim… İşte Sevda hanım bu yönde onlardan çok farklıydı tanışalı ve msn de konuşalı 2-3 ay olmuş ama bir kez bile olsun benim yüzümün neye benzediğini sormamış kamerayı açmam konusunda ima bile etmemişti. Ama bu kez ben arkadaşlarıma benzemeye başlamıştım yani bu kez ben merak ediyordum onun yüzünü. Ve aradan bir süre geçtikten sonra Yine kendisiyle güzel bir sohbet ederken kendisi bir anda bana neye benzediğimi sordu evet evet neye benzediğimi sormuştu. Anlaşılan o ki o da benim yüzümü merak eder olmuştu içimde işte dedim bu fırsat olabilir. Öyle güzel soruyordu ki sorularını ona cevap vermezsem kendimi tuhaf hissediyordum.
Bana

-Biliyorum biranda sormak tuhaf oldu ama kendime mani olamadım sadece merak ediyorum bana kendini anlatırmısın
-İyi ama ben size kendimi nasıl anlatayım ya da benim anlattıklarım siz kafanız da nasıl bir şekil tasarlıcaksınız ve olur ya bir gün beni gördüğünüz de hayaliniz deki profille uyuşmazsam ne olacak??
-Haklısın belki ama merakıma engel olamadım inan seni çok merak ediyorum bu güzel yazıları yazan bir insanı merak ediyorum aslında yüreğini az çok tanıdım çok iyi bir insansın bunu biliyorum
-Bak peşin hükümlü olma yani hemen kimseye güvenme belkide ben iyi rol yapıyorum olamaz mı?
-Hayır olamaz. Rol yapmış olsan bu zamana kadar az çok anlardım
- :) Peki madem öyle az çok anlatabildiğim kadarıyla anlatayım umarım kafanız da çizeceğiniz profile benzerim :) diyip anlatmaya başladım elimden geldiğince en ince ayrıntılara kadar anlatmaya çalışsam da Sayın Hakim çizilen profile benzemiyorsunuz ki bunu daha sonra anladım.
- Teşekkür ederim anlattığın için
- Rica ederim peki ben senden bir şey istesem
- tabi ne demek
-Aslında bu zamana kadar kimseden böyle bir istekte bulunmadım şayet kabul edersen bende sizden aynısını istiyorum.
-neyi kendimi tarif etmemimi
-evet
-Ben tarif edemem ki kendimi ama bakalım becerebilecekmiyim dedi ve anlatmaya başladı bittiğinde
-Aslında bende tarif üzerine kafamda şekil oluşturamam
- e nasıl olacak o zaman
Diye sorduğunda ansızın klavyeden
-kameranızı açın o zaman diye yazdım
Nasıl yazdım hala bilmiyorum Sayın Hakim ama biranda çıktı
- emin misin gördüğünde pişman olma
- neden pişman olayım ki yüzünün benim için bir önemi yok ki sen zaten anlattıkların ve düşüncelerinle yeterince güzelsin bu da benim için yeterli
- peki dedi kısa bir süre için
- yaşasın!!
- Efendim?
- Yani teşekkür ederim
- Peki :)
Kalbimin heyecandan duracağını sanmıştım o pekinin ardından msn denen programı seviyorum diyordum kendi kendime bağlanırken kamerası ve sonunda bir ışık huzmesinin ardında gülen bir yüz gördüm. Aman Allah’ım nasıl şeker bir varlıktır anlatamam Sayın Hakim anlattığıyla orantılı olmayan bir yüzü var dı. Çocuksu ve kameraya bakamayan utangaç, gülümsemenin yakıştığı bir varlık inanın Hayata gülümseyin diyor ya bana o bunun hakkını en iyi verenlerden di Öyle sıcak gülüyordu ki öyle çocuksuydu ki bakışları. Işığın saçlarını mor bir halde bana gösteriyor olmasından adını mor saçlı kız koymuştum Mor saçlı Sevda. Küçücük elleri vardı çıtı pıtı derlerya aynen öyle
-Bana neden yalan söyledin dedim bana yaşını neden büyük söyledin
-Ben sana yalan söylemedim ki
-olur mu benim karşımda gördüğüm varlık 21-22 yaşlarında görünüyor sen se bundan büyük oldğunu söylüyorsun :)
- :) teşekkür ederim iltifat için
- İltifat etmedim ki

..
..
.
Bir müddet daha konuştuktan sonra çıkmak zorunda olduğunu söyledi bende saate bakıp epey geç olduğunu ama seni görebildiğim için çok şanslı olduğumu söyleyip teşekkür ederek ayrıldım. O gece sabaha kadar uyumadım hep onun yüzü gözümün önüne geliyor du gülümsemesi utanışı çocuksuluğu.
Kendi kendime sormaya başladım ne oluyor sana kendine gel o bakalım böylemi düşünüyor(kendine gelecek bir şey yok aşık oluyordun o sıra kaç dakkadır da bir türlü anlatamadın şunu) Sana kızmıcam bu kez çünkü haklısın galiba aşık oluyorum.
….

Artık her gün onu görmek istiyordum ona bakmak yüzünü görmek beni mutlu ediyordu o da masumluğuyla doğallığıyla bana kamerasından tebessümler saçıyordu. Ona aşık olmaya başladğımı söylemiştim kesin duygular değildi çünkü karşılıksız sevgi çok çektirmişti zamanın da bu kez daha temkinli davranıordum O o güne kadar kendisine aşık olduğumu hiç bilmedi
Hakim:
-hangi gün
-anlatıyorum efendim
-Çabuk anlat
-Peki Sayın Hakim
O nu kameradan göreli 2 tanışalı da 4-5 ay olmuştu kendiyle yine sohbet edip bir konu açıldı ve hafifde olsa farklı şeyler düşünüyorduk o kendisinin düşüncesini anlatırken araya giren “ama aşkım” kelimesi beni dumura uğratmıştı. Şaşkınlık sevinç nasıl bir ruh halindeyim inanın bilmiyorum ama o sanki söylememiş gibi devam edip anlatıyordu. Bense anlattıklarını duymaz olmuş aklım o iki kelime de kalıyordu. Acaba yanıldı ağzından mı kaçtı yoksa bilerek mi söyledi ne sorabiliyor ne de tepki verebiliyordum . Artık dua ediyordum bana bir kez daha söylesin diye o kelimeyi ve kendisine tarizlerde bulunuyo imalar yapıyordum. O ise anlamamazlığa vuruyordu işi o sıra da bilgisayarımda kayıtlı bir şiir aklıma geldi
Hemen onun ilk bölümünü yazdım ona

“Bana, beni sevdiğini söyle.
Ama,
Sırf laf olsun diye,
İki kelimeyi bir araya getirerek yapma bunu.
Hele ki,
Sırf beni mutlu etmek için,
Veya kendi vicdanını rahatlatmak için söyleyeceksen bunu,
Hiç açma ağzını”

Hakim bu sırada söze girerek
-şu şiiri sonuna kadar okurmusun zaten duruşma mı yoksa şiir dinletisinin olduğu bir salon mu anlamadım :)
-Nasıl isterseniz Sayın Hakim


Bana, beni sevdiğini söyle.
Ama,
Sırf laf olsun diye,
İki kelimeyi bir araya getirerek yapma bunu.
Hele ki,
Sırf beni mutlu etmek için,
Veya kendi vicdanını rahatlatmak için söyleyeceksen bunu,
Hiç açma ağzını.


Bana beni sevdiğini söyle.
Öyle bir söyle ki bunu,
Hiçbir şarkıda duymamış,
Ve hiçbir şiirde okumamış olayım.
Hiçkimseye söylemediğin kadar özel,
Hiçkimseden duymadığım kadar saf,
Ve temiz olsun.

Bana beni sevdiğini söyle.
Eski lahitleri yerinden oynatacak kadar güçlü söyle bunu.
Söylerken,
Ruhlar hayat bulmalı nefesinde.
Kuruyan bedenim yeniden can bulmalı.
Bunu yapabileceksen eğer,
Hiç durma!
Bana beni sevdiğini söyle!

Bu şehire yavaş yavaş kara bulutlar çöküyor…
Kuşlar çoktan terketmiş…
Ufukta batan güneş bile,
Yarın doğmayacak gibi gömülüyor geceye.
Çabuk ol,
Bana beni sevdiğini söyle.
Sesin kılavuzum olsun,
Nefesinle yardım et bana.
Sisler, dumanlar arasında kayboluyorum…
Gecenin karanlığında bile gölgelerden saklanır oldum.
Bana,beni sevdiğini söyle.
Söyle ve kurtar beni buradan,
Bul ve kurtar.

Bana beni sevdiğini söyle.
Tenindeki kokum,
Aklındaki hayalim,
İçindeki ateşim
Ve yüreğindeki sevgim,
Eğer hala yerindeyse,
Onlarla ara beni.
Üzerindeki yırtık ve kirli fahişeyi çıkar at!
İçinde biryerlerde
Sadece mutlu olmayı dileyen iyi bir kadın var.
Yanına onu da al,ve bul beni.
Acele et…
Bana beni sevdiğini söyle…
Bağırmana, haykırmana gerek yok.
Yüreğinde söyle, ben duyarım.
Yeter ki,
Dudaklarının arasından fırlatıp attığın diğerleri gibi olmasın.
Bana beni sevdiğini söyle.
Kalbinden çıkar,damarlarında dinlendir,ciğerlerinde süz,
Ve öyle söyle.
Söyle ki,
Ruhum yeniden canlansın,
Küllerim, dağları nehirleri aşıp,
Vücudunu kaplasın.
Lütfen,
Bana beni sevdiğini söyle…
Çağdaş Çubuk

- Çok güzel bir şiir
- Bence de :)
Neyse devam et

O na ilk dörtlüğü okuduğumda bana uzun zamandır hasret kaldığım sözleri ima yoluyla anlattı bana karşı çok güzel duygular hissettiğini yanlış anlamamamı benim böyle şeylere kızdığımı bildiğini ama istersen bir daha böyle konuşmam bile demişti utangaç utangaç Bense ondan gelecek bu sözü o kadar çok bekliyor dum ki O nun ağzından bunları duymak beni o kadar mutlu etmişti ki anlatamam.
Ama duygularımı belli etmemeye çalışarak bir müddet düşünmesi gerektiğini neticede kendisinin bir duygu yoğunluğunda söylenmiş bir söz olabileceğini anlatmaya çalıştım ve Lütfen dedim senin benim yüzümden üzülmeni istemiyorum ne olur iyi düşün duygularının tanımını doğru yap.
O da bana çok uzun zamandır bunu söylemeyi düşündüğünü dile getiremediğini.. hep çekindiğini söyledi.



O gece çok fazla konuşmadık düşünmesi için erken ayrıldım netten. Sevda Hanım kanıma yayılmış bir zehir gibi tüm vücudumda dolanıyordu ve ben bundan mutlu oluyordum. Onu çok seviyordum buna emindim artık sadece onun da emin olmasını istiyordum Artık ona haykırmalıydım Sevdamı ona olan duygularımı anlatmalıydım ama ne zaman…bu yüzden de en uygun zamanı beklemeye başladım…

6. Bölüm Sonu
Dert Ortağı
sayac Kez Okundu
DertOrtagimblogspot.com

0 Yorum

Yorum Gönder

Yeni Düşenler

Abonelik:

E-Posta Adresini Gir: