Bayramlarda Çalışırız Bayramlar İçin

Gönderen Dert Ortağı 29 Aralık 2009
Kurban bayrami tam kisin ortasina rastliyordu. O gunler bir soguktu, bir soguktu... Kar, firtina, tipi...
Eskisehir ortalarinda papaz harmani savruluyordu. Goz gozu gormuyordu disarilarda. Sular donmustu hep.
Seydi Suyu iri buz parcalari akitiyordu.
Santral kanali kapandigindan, elektriklerimiz kac gundur dogru durust yanmiyordu.
Aksam seminerlerinde kitap okuyamiyorduk, ders calisamiyorduk. Lambalar ikide bir usulca sonuveriyordu. Dersliklerimizde pelerinlerimizle oturuyorduk da, gene de isinamiyorduk.
Musluklarimizdan su akmiyordu. Ellerimizi yuzlerimizi yikamak icin dere kiyisina gidiyorduk. Icme suyumuz yoktu.
uc gun bayram iznimiz vardi, ama bu sogukta nereye gidecektik?
Koyu yakin olanlar gitti ancak.
Bayram sabahi kampana caldi. Disarida toplanilacak dediler.
Basimizi gozumuzu sararak, buzulerek ciktik.
Mudurumuz Rauf Inan merdivende bizi bekliyordu. ustunde palto bile yoktu. Ellerini arkasina baglamisti. Boz urbalari icinde, yagsiz cehresiyle bir heykel gibiydi. Savrulan karlardan gozlerini kirpistiriyordu.
O halini gorunce usulca pelerinlerimizin yakalarini indirdik. Ellerimizi cebimizden cikardik.

"Arkadaslar !" diye basladi. Bir canliydi sesi, bir heybetliydi. once yilginlik psikolojisinin zararlarini anlatti. Korkan insanin muhakkak yenilecegini ve korktuguna ugrayacagini soyledi.

Bu hava soguk evet, fakat siz isterseniz usumezsiniz, dedi. Oldugumuz yerde birkac kez sicramamizi ve kuvvetli tepinmemizi istedi.

Dedigini yaptik. Birden isinmistik sanki. Hosumuza gitmisti.

Bugun bayram, dedi. simdi birbirimizi tebrik edecegiz. Sonra yapacagimiz iki is var: Ya tekrar iceri girip siralara buzulmek, miyminti miyminti oturmak, bu uc gunu boyle faydasiz, hatta zararli gecirmek, can sikintisindan patlamak. Bosuna iclenmek. Ustelik usumek.

Yahut da kazmayi, kuregi alip, santral kanalini temizlemeye gitmek.

Emin olun gidenler, kalanlar kadar us umeyecektir. cunku, inanarak calisan insan ne sogukta usur, ne sicakta yanar. O; yucelten, dirilten, kuvvetli kilan bir heyecan icinde her turlu guclugun ustune cikmistir...

Onu hicbir karsi kuvvet yolundan alikoyamaz. Yeter ki bir insan yaptigi is in geregine inansin.

-Ben simdi kazmami kuregimi alip kanala gidiyorum, dedi. cunku kanal acilinca elektriklerimiz yanacak. Elektrik yaninca okulun isleri yoluna girecek. Kitap okuyabileceksiniz, ders calisabileceksiniz. Sulariniz akacak, yikanabileceksiniz.

Size sunu soyluyorum, bizim asil bayramimiz, yurdumuz bu gerilikten, bu karanliktan kurtuldugu gun baslayacaktir. simdilik bize dusen milletce calismak, cok calismaktir. Parolamiz su olmalidir: "Bayramlarda calisiriz bayramlar icin".

Ben gidiyorum. Gelmek isteyenler gelsin.

Heyecanlanmistik, usumemiz gecmisti.

-Hepimiz gelecegiz! diye bagirmistik.
-Bayramda calisiriz bayramlar icin!
-Bayramda calisiriz bayramlar icin!

Alti yuz kisi boyle bagirdik. Sonra da kazma kurekleri koydugumuz islige dogru bir kosusma basladi.

Insanlarin boyle canlanmasi, bir amaca dogru saldirmasi belki sadece savaslarda gorulur..

Santral havuzundan baslayarak onar metre arayla su kanalina dizildik.

ciplak Hamidiye Ovasi ayaz. Kirikkiz Dagi'ndan dogru zehir gibi bir ruzgar esiyor. Pelerinlerimizin etekleri ucusuyor.

Kazmayi vurdukca yuzlerimize buz parcalari firliyor. Bazi yerlerde kar her yeri doldurmus, kanal dumduz olmus. Nereyi kazacagiz belli degil.

Mudurumuz, ogretmenlerimiz basimizda dort donuyorlar. Bir o yana kosuyorlar, bir bu yana. oyle calisiyoruz ki, boyunlarimizdan bugu cikiyor. Bazen adam boyunda buz parcalarini elleyip cikariyoruz kiyiya. Kimisi bagiriyor, kimisi kazmalara tempo tutuyor. Bir gurultu gidiyor kanal boyunca.

Yesilyurt koyluleri evlerinin onune cikmis, bize bakiyorlar. Boyle calismamiza aliskinlar ama, bayram gunu, bu sogukta nasil donmadigimiza sasiyorlar. Yesilyurtlu arkadasimiz Azmi, -koyu yakin oldugu icin izinli ya! - bize evlerden bazlama ekmek tasiyor.

Koylu ekmegini ozlemisiz, aramizda kapisiyoruz. Yukarilardan, asagilardan ikide bir sesler yukseliyor:

-Bayramda calisiriz bayramlar icin!

Koca ova cinliyor. Taa uzaktan Hamidiye'nin, Mesudiye'nin kopekleri uruyorlar.

Bu kis gunu boyle seslere anlam veremiyorlar herhalde. Ayaz ovanin issizligi yirtiliyor.

O gun o kanalin yari yerini actik. Bir bucuk metre derinliginde, uzun, derin bir cukur karlari yara yara gitti. Ertesi gun taa bende kadar tamamladik.

Sonra merasimle suyu saldik.

Nazli bir gelin getirir gibi onunden ardindan yuruyerek, turkuler marslar soyleyerek getirdik ve gec zamanda, santral havuzuna donduk, sonra bir baktik, okulumuzun balkonuna cakili "C K E" yandi... ( cifteler Koyu Enstitusu ).

O zamanki sevincimizi nasil anlatmali? usumus ellerimiz alkistan isindi. "Ya sa var ol" seslerimiz ufuklari kapatti.

Dunyanin en icten gelen, en coskun bayrami oldu belki. Hic unutmam bir arkadasimiz kendi ellerini opuyordu. "Aferin ulan eller, diyordu, bu elektirigin yanmasinda senin de hissen var, yasasin."

Sevincten gozlerimiz yasarmisti.

Mudurumuz bir tumsege cikti. Birkac kelimeyle basarimizi tebrik etti. Her nokta koyusta "sagool!" diye bagiriyorduk..

- Simdi, dedi, depomuza su dolacak, banyoyu yakacagiz. Yikanin ve calisip basarmis insanlarin huzuru icinde uyuyun.

Iste gordunuz, inanarak calisan yapar! Amacina ulasir! Bu heyecanla calismaya devam edersek, biz Turkiye'yi de yukseltebiliriz!

-Yukseltecegiz!, diye bagirdik.
-Bayramda calisiriz bayramlar icin!
-Bayramda calisiriz bayramlar icin!
Iceri girdik, musluklardan saril saril sular akiyordu.

Birbirimizi tebrik ediyorduk.

Unutulmaz bir bayramdi."

 http://img214.imageshack.us/img214/3210/koyenstitusu.jpg
Kaynak: Talip APAYDIN'IN 1967 yilinda yayinlanan ''Karanligin Kuvveti'' adli kitabinda
sayac Kez Okundu
DertOrtagimblogspot.com

0 Yorum

Yorum Gönder

Yeni Düşenler

Abonelik:

E-Posta Adresini Gir: